Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Başlıklar
Rüyalarımız kimi zaman çok korkutucu ve gerçekçi, kimi zaman da garip anlamlara sahip olabilir. Rüyaların her biri özel bir anlam taşıyor olabilir; fakat bunları anlamak, anlamları keşfetmek için uyanıkken çok dikkatli olmamız gerekir. Rüyaların özel anlamları olsa da, bu anlamlar arasında her zaman ortak bir şey vardır – freudcu çözümlemeler. Rüyaları tehdit edici görmek, sonuçları hakkında açıkça endişelenmemize neden olabilir. Ayrıca, görülen veya deneyimlenen rüyaların ne anlama geldiğini de bilme isteğimiz başkalarına danışma isteğimizi de ortaya çıkarabilir. Bu nedenle, rüyada eşarp görmek, kişinin çeşitli nedenlerden kaynaklanan endişeler yaratabilecek bir durum olabilir.
1909 yılında, Freud birinci süje üzerine ürettiği Çin Algısı Teorisi’ni de içeren Psikanalize Giriş adlı kitabını tamamladı. Kitabın bu bölümünde, Freud, çürümüş hayallerin, rüyaların ve algıların çoğunlukla arzularla ilgili olduğunu ileri sürüyor. Freud, rüyaların nesnenin temsilidirler ve bilinçli veya bilinçaltı arzuların ürünüdürler anlamına gelen örnekleri veriyor. Bu anlamda, bazı uzmanlar tarafından, rüyada eşarp görmek, Freud’un teorisine göre arzunun somut ifade edilmesi olarak algılanmaktadır. Freudcu anlamda, eşarp görmek, öz-benlik saygısının olup olmadığıyla ilgili huzursuzluklara ve stres kaynaklarına işaret etme olasılığı vardır. Green ve Ellis’in 1973 yılındaki çalışması, bu durumun bu izlenimlere nasıl yansıdığını incelemiştir.
Carl Gustav Jung daha dinamik olan arzuların, çalışmalarının merkezine alınmıştır. Jung, özdeşimsel kavramına dayanarak rüyaları yorumlamayı temel alır. Jungcu psikolojiyi ele alırken, teorideki arzular tarafından oluşturulmuş öz ya da kişinin arzusunu ayırt etme gerektiğini savunur. Dolayısıyla, rüyalar, öz hadiselerini ah biçiminde ifade ederler ve ara sıra onların arzularını da sembolize ederler. Bu günden, böyle bir rüyayı yorumlarken mesela eşarp sembolize ediyor diyebiliriz. Eşarp sembolize edebilecek unsurlar, kişiye özel olarak yorumlanamaz ancak tüm insanlık için ortak olan genel anlamda yorumlanabilir.
Henry David Thoreau, 18th yüzyılda Amerika Birleşik Devletlerinde simgesel yorumlama yönünde nadir bulunan bir aydındı. 19th yüzyılın başlangıcında, simgesel yorumlama kültürünün daha çok kendisine alanını kazandığı görülmektedir. Simge öğretisinin temelinde, ona işaretlere maruz kalmış olan bir konfüçyüsten daha derin bir manevi zihin durur. Tüm sezgiler, tarafsız olmayan tanımları etrafında yoğunlaşan açık ve alt katmanlı bir anlama sahip olması muhtemeldir. Sözgelimi, rüyada gördüğünüz eşarp, açıkça size telkin vermeyen bir mesaj olabilir; ancak, simgesel açıdan okunduğunda, rüya eşarpının özünüze işaret edebilecek bazı anlamlara sahip olması mümkündür. Böyle bir yorumlamanın daha doğru olması için, rüyadaki duygu ve detaylara dikkat etmek gerekir.
Rüyada eşarp görmek gerçek hayatımızdaki düşüncelerimizi ve arzularımızı yansıtan biçimsel bir semboldür. Bu sembol, kişinin arzuları hakkındaki huzursuzluk ve endişeleriyle ilişkili olabilir. Yapılan çalışmalar, rüyada eşarp görmek, Freud açısından arzunun somut ifadesi; Jung tarafındanyse öz hadiselerinin anlatımını İfade etme olarak algılanmaktadır. Diğer yandan, Thoreau tarafından da simgesel olarak kullanılmaktadır ve rüyaları yorumlamak için daha yakından incelenmelidir. Sonuç olarak, rüyada eşarp görmek kişinin çeşitli nedenlerden kaynaklanan endişelere neden olabilecek bir durum olabilir.