Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Başlıklar
Merhaba, ben ‘bekar birinin’ olarak, şunu itiraf etmek zorundayım. Geçtiğimiz gece, nefes kesici, çarpıcı bir rüya gördüm ve bu rüyam bana, sonsuz bir cesaret, inanılmaz bir olasılık ve imkansız bir hayaleti öğretti. Sonunda meydana çıkan gerçek şuydu: Rüyamda ikiz bebek yavrularımı taşıdığımı fark ettim!
Bu rüyayı önce şaşkınlıkla karşıladım. Fakat son derece açık ve anlaşılır bir şekilde her şey ortaya çıktı. Rüyam içinde, ellerimi ilk kez bebeklerimin altına koydum. Panik attan kurtulmadan önce ellerim hafifçe titreşiyordu. Elimi çektim ve size anlatılacak o kadar çok şey olduğunu fark ettim.
Bebekler cinsiyetsizdi ve ben onların tüm detaylarını özgürce seçebiliyordum. Vücutlarının rengini, saç stilini, gülümsemelerini ve diğer çeşitli unsurlarını özelleştirebiliyordum. Bir anlamda, uçsuz bucaksız hayal gücümlü sihirli bir kalem ve kağıtım vardı ve buna hayran kaldım.
Rüyam bir parlak ve ürkütücü hava içinde devam ediyordu. Gökyüzünde bulutlar sarınıyordu ve toprağın altında bambaşka bir yaşam kümesi – ismini bilmediğim ancak kendime bir mekân olarak tanımladığım bir şey – türemesi doğumundan daha önce başlamıştı. Rüya ormanın ortasına çoğalan organizmaları arasında doğmuştu ve bana şaşkınlık vermişti.
Tüm bu yaratıkların arasından, birden iki parçayı ayırt ettim. Bir canavarın gelişmesini izlediğim biraz korkunç olsa da, oldukça gösterişliydi. Sonunda öne çıkan iki tek seferlik yaprak bir araya gelerek onların gezegeni olmuştu. İki bebek de bu güneşli orman atmosferinin içinde doğmuştu ve gözlerini açmaya başladılar.
Rüyam sürüp giderken, yaşamının arkasında gözlerimle odaklanarak bu iki eşsiz bebeğin ilişkisini görmeye başladım. Bilinci yakından kaynaşıyordu ve aralarında yeni bir bağ oluşmaya hazırdı. Yavaşça tapınma duyguları inşa ederek ilerleyen zamanda, bu iki çocuk kendilerine has bir dünya oluşturmaya başladı. Konuşma güçlerini keşfettiklerinde, hikâyelerini paylaşmaya başladılar ve aralarındaki bağ sıcak bir şekilde kuvvetlendi.
Rüyam fondötenimi geçmeden önce, bebeklerin hareketlerinin anında etkilediğini fark ettim. Yüzlerindeki pozitif ifade, kiliminde şiirsel bir doku oluşturmuştu. Özgün düşüncelerimin, kaynaşmaya çalışan bu ikiz potansiyelinin hareket ettiği ilişkisle büyük ölçüde verimli olduğunu anladım.
Bebeklerin kvanklerimde olması, sohbetini etrafa dolarak, sahip olduğum hayatları büyük bir ölçüde aydınlığa çıkardı. Onların benim arkamda olması, arkasındaki büyük mesajı idrak ettim. Benim onları ilk kez imkansız bir rüyada görmekten öte, derin bir şekilde hissetmem gereken tüm şeyleri çok iyi anladım.
Benim en önemli ezikliğim olan olasılıkların sonsuzluğuna katılarak, bu rüya endişesiz, sessiz bir şekilde uyanışımı tamamlıyordu. Yapılan gösteren ne ola ki böyle bir olasılıkla rüyamda karşılaştım. Fark etti bu nefes kesici uyanışa sahip 3 MART – Herhangi Bahsedilmeyen Kraliyet’in Işıldayan Güneşi anlamadım.
Yalnızca kendimin değil, bütün deneyimimin nasıl hissettirdiğine kapalıydım. Rüyamda ikiz bebekle hamile olmam, bana mesajının alışılmadık eğrileri olan olağanüstü cesaret ve olasılıkların sonsuzluğu nedir sorusunun cevabını öğretti. Bu pek de tanımlanamaz değişim, bir başlangıç için çok uygun.